27 Ocak 2009 Salı

Taşın üstünde kilim...kilimin üstünde kayısı çekirdekleri...


Sevgili anneanneciğim...o eski püskü kilimin üstünde en uygun taşı ele geçirip bacaklarım, belim ve hatta çenem ağrıyana kadar çekirdek kırıp yerken hiç düşünmüş müydüm acaba bugün bu son derece basit görünen anı özleyip iç geçireceğimi...

Kim bilir belki de hep düşündüm ama farkında değildim.....o güzelim ağaçlarımızın,toprağın kuruyacağını... senin gideceğini...toprağın özlemden çatlayacağını...bir gün büyüyeceğimi ve benim de yaşlanacağımı farkedemedim...Bunları sadece düşüncem sandım...

Ama oldu bak... Artık anneannemin kayısı ağaçları , elleriyle ayıklayıp kuruttuğu kayısıları yok...Anneannem de yok...varken de yok olmak için çabalayan ama yaptıklarıyla varlığını kanıtlayan anneannem bir süredir yok...Yani buralarda değil bu aralar...

Son kuruttuğun kayısılar da bitti anneanneciğim... Uzun süre sakladım onları yalnız evimin yalnız dolabında, ama senin insana özgü ömrünün bile bittiğini düşünürsek çok da uzun dayanmadılar...

Çok üzgünüm sana daha çok sormadığın için ...çok üzgünüm daha çok söylemediğim için...çok üzgünüm gidişini kaçırdığım için...

Acaba torunlarım var mı başka bir boyutta ve benim anneannemi hatırlatan kayısı çekirdeklerim gibi beni ne hatırlatacak onlara...

Artık siyanürlü diyorlar , yenmemeliymiş...Ama ben zaten yıllar önce yediğim çekirdeklerin tadına yeni varıyorum...

4 yorum:

  1. Bana anneannemi hatırlatan meyva Sapanca'nın can eriğidir.. Ağaçlardan inmezdik... Karnımız ağrıyıncaya kadar yerdik; ki, anneannemin uzun sopasıyla gerçeğe dönerdik :)

    YanıtlaSil
  2. Benim anneannemin sopası değil de meşhur terlikleri vardı uçarak kafamıza inebilen :)
    Şimdi gerçeğe dönmek için sopaya da terliğe de gerek duymamamız beni hırpaladı yorumunu okuyunca...Sen de sopa, ben diyeyim terlik şimdi anılara döndürüyor yüzümüzü...

    YanıtlaSil
  3. ohh sen de beni çok ağlattın vaktinde hala da ağlatırsın istesen :))

    YanıtlaSil