20 Mart 2014 Perşembe

Ölümsüz kır çiçeği




      Aklımın yeryüzü iç denizlerimi kurutuyor bazen. Baskına geliyor aklım kalbimin orta yerine...İşte ben o zaman...
      Yüksek bir dağın tepesinden atlamak istiyorum.Atladığım yerde delirmiş köpüklü bir deniz olsun istiyorum. Öyle bir atlayayım ki düşmenin ağırlığı, ölmemenin hafifliği her yanımda köpürsün istiyorum. Bu gelgitin etkisiyle iç denizlerim ölçeğini şaşırsın dengem bozulsun istiyorum. Napacağım ki dengeyi hem, cambaz mıyım ben? Kaybolmanın dengesini özlüyorum. Nerde olduğumu bilmemek ve bundan hoşlanmak istiyorum.
      Gözlerimi kapatınca geçmişin renkleriyle dolu güneşli bir gün fotoğrafı beliriyor. Tozlu toprak bir yol, iki yanında salkım söğütler, çınarlar...Renk renk bisiklerin süslediği yoncalı bir patika.Kısacık şortları,yaralı dizleriyle koşturan çocuklar. Kapağı yeni açılmış gazozların köpürüşü. Gazoz köpüğünden heyecanlar. Yere sek sek çizmenin ellerde bıraktığı tebeşir tozu. Beş çocuktan en az üçünün genzini tıkayan leblebi tozu. Sarı çiçeklerle kaplı bir tarlada yuvarlanmak...Çocukluğun tozlu fotoğrafının hissettirdiği tazelik...
      O fotoğrafa girmek istiyorum. Sessizce girip bir köşeye oturmak, alışırsam oyuna katılmak istiyorum.Fıss diye bir gazozu açmak, şişeyi yüzüme yaklaştırıp o en mutlu patlamaları hissetmek istiyorum. Kimse yok tanıdığım, kimse yok tanışmayacağım,kimse yok ölümlü...
Çocukluk ölümsüzlüktür, ölümsüzlük babamın da dediği gibi gökyüzünde bir ayak izi...

      Ölümsüz bir kır çiçeği olunur mu? Ben olmak istiyorum... 
   

                                                                                             Emek.B.U.🌼


13 Mart 2014 Perşembe

Berkin'in Ardından



        Berkin için ileri geri konuşanları engellemek mümkün değil...Elinde sapan varmış...O yaşta bir çocuğun orda ne işi varmış, ailesi sorumluymuş...Çapulcuymuş haketmiş...Suç işleyecek kadar büyükse ceza alacak kadar da büyükmüş...vs.vs. Bunları ben kafamdan uydurmuyorum. Devletin çeşitli kademesinden insanlar ve oy verme yetisine sahip kimi yurttaşların sözleri bunlar. Artık cevap bile verilmemeli bence. Çünkü 14 yaşında polis tarafından öldürülen bir çocuk ne yapmış olursa olsun savunulması gerekmez. O çocuk, hastalıktan ya da kaza ile ölmedi. Berkin Elvan polis tarafından ÖLDÜRÜLDÜ! Polis tarafından kafasına gaz fişeği atılarak ÖLDÜRÜLDÜ ! Hem de 9 ay boyunca acılar içinde, bir bebeğin dünyaya geleceği zamanda yeniden doğmak için direne direne can verdi! Nerde ne yaptığı önemli mi gerçekten ! 
        Bu iktidar karşıt ve yandaş herkesin gözlerini alıyor. Karşıtı olanın fişekle mermiyle alıyorsa yandaşı olanın vaatle yalanla...Öyle ya da böyle gözler görmez oluyor. Ortalıkta gerçekliği kanıtlanmış , inkar edemediği ses kayıtları varken istifa edip yargıya teslim olmak yerine sesinin telifini alıp kayıtların yayınlanmasını engellemeye çalışan, alanlardan hala ölüm saçan sesiyle haykıran bir başbakan yönetiyor bu ülkeyi. Ve vaatlerle, mağduriyet söylemleriyle kör ettikleri patlayana kadar alkışlıyor! Neler olduğunu görmek gerek artık sevgili kör kardeşlerim! 
        Bu iktidar karşıt ya da yandaş herkesin canını alıyor! Karşıtının mermiyle sopayla alıyorsa, yandaşının sırtını sıvazlayarak alıyor. Dün Berkinin cenazesi  sonrası Okmeydanı'nda çıkan olaylarda 22 yaşında bir yurttaşımızı daha kaybettik. Burak Can Kahramanoğlu...Kardeşimin yaşındaydı o çocuk, beşiğini salladığım kardeşimin! Ne görüşte olduğu neyi savunduğu beni hiç ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren düşleyecek ve daha ulaşmak için çok yaşaması gereken yaşta bir İNSAN oluşu....Herkes kadar yaşamayı hak ettiği, sevilmeyi, desteklenmeyi, kendini gerçekleştirmeyi hak ettiği...Tıpkı Berkin gibi...
Bu çok pis bir oyundur. Gözümüzü açalım artık lütfen...Şimdi  bunu kullanarak bizi birbirimize düşürenler olacak...
         Açalım artık gözlerimizi, insan olduğumuzu, göğsümüzde yandaş karşıt herkeste aynı şekilde çalışan ve durunca herşeyin anlamını yitireceği bir kalp taşıdığımızı hatırlayalım...
Aklımızdaki, gönlümüzdeki , yurdumuzdaki kara bulutları dağıtalım! Bulutlar adam öldürmesin...


                                                                                         Emek.B.U.

Çizim: Zeynep TOKAT