30 Ocak 2009 Cuma

Gökyüzüne açılıyor kara deliklerim...

Günün anlam ve önemini anlatan bir yazı yazmak isterdim... yanlış anlaşılmasın , gün kavramının anlam ve önemini..
GÜN...
Sadece ...yalın ...anlamdan arınmış...olduğu gibi, gün....Olması gerektiği gibi değil...
Varoluşumun bir günü, belki kuş sesleriyle uyandığım... Telaşsız ama zinde ayak uçlarımın yataktan yere usulca indiği...Güneşle selamlaşıp avuçlarımdan taşan suyla yıkandığım..Bir bardak soğuk süte bulanan ağzımı sevgilimin gül yüzüne damgaladığım... dingin...huzurlu...kendimi aynasız görebildiğim bir gün...
Anlamsız mı? Ya da daha başka anlama gerek var mı...
Peki ya kararmışsa içim gün ışıldayabilir mi yine de ? Yine de beklemeli miyim ışıltının beni aydınlatmasını? Güzel bir müzik çalınıyor kulağıma böyle umutlanmakla ilgili konuşunca bile ...
Belki de karanlık yoktur...belki sadece sırtını dönmektir karanlık...güne, güneşe, varlığına...
Güzel müzikler çalındıkça kulağıma gökyüzüne açılıyor kara deliklerim...duvarlarla örülmüş ,ama aydınlığa ulaşan rotam kara deliklerim...Kararmayı yaşamadan ışıldamıyorum belki de ...
Anlamsız mı ? Oysa benim anlaşılma kaygısı taşımamam bile anlaşılır gibi değil öyle ya...
Güne gülümseyen kömür gözlü bir çocuk yüzü benim umutsuzluğum ....bağırıp çağırmadan, usulca umuda seslenen...Kurabiye yanaklı sevdiceğimin kuytusunda ısınan...

İçindeki karartının başını okşa ve gülümse ...Günün geri kalanı da sana gülümseyecektir...

Sahi sizin gününüz nasıl geçiyor?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder