Solda görünen kemerli balkonlu ev bizimdi...Bu sokakta bezden topla futbol oynardık. Sokak bize öyle büyük gelirdi ki... Akşamları ise sağdaki elektrik direğinin ışığında oynarken; ışığa büyü (zehirli örümcek) gelir diye hep tetikte olurduk. Sağdaki evde çocukluk arkadaşlarım Mehmet ve Mustafa Bağcı'lar; soldaki evde ise Mehmet ve Kadir Kutlu otururlardı. O zamanlar yerdeki döşeme yoktu. Doğal kayalıktı. Ben çeşitli modellerde tel araba yapardım. Herkes için sayısız tel araba yapmışımdır. Hey gidi günler. Bugün o günlere dönüp bakıyorum da…
ESKİ ÇOCUK
Dönüp baksam uzaktaki çocukluğuma
sabahın gözyaşında düşer bayram.
Sararmış zamanların bağ arasından
gülümser mi bir salkım dönüp baksam?
Bilirim paslanmıştır sevinci
oracıkta kalmıştır tel arabam.
Dönüp baksam ki bahçemiz yerinde
kaysılar tatlanmış, çocukluğum yok.
Hem dargın hem peşimde masumluğum
batan günün suskunluğu yüzümde.
Belki kalkmıştır vapur, dönsem ne çıkar
martılar susmuş, çayım soğumuştur.
Yarınların kucağında bir bebeğim ki
içimde yağmalanan eski çocuktur.
Babacığımın hazırladığı Silgi şiir dergisi bu ay Şiiristan adıyla çıktı.Daha önce yayınladığım bu şiirine orda tekrar rastladım.Bu defa öyküsünü de anlatmış...Hele bir de "eski çocuk"un yaşadığı o taş evi de göstermiş ki bu defa işte sofraya hem tatlı hem de görsel olanı koymuş ...Eee bana da bakmak ,hissetmek ve anlamak düşmüş...Çok Yaşa Babam !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder