29 Ocak 2014 Çarşamba

MUTLULUĞU SEÇEN ÇOCUKLAR...


İnsan yaşadığı her gün ölür aslında... 
Ölenlerine duyduğu derin özlem gibi geçmişine de özlem duyar. 
İşte o özlem ömrünün asla geri getiremeyeceği,  ölmüş günlerine duyduğu özlemdir. 
İnsan geçmişi her anışta kendi ölümüne ağlar...
Daha gelmemiş günlerinin yitişine...  
Çocukluğunun bitişine, yetişkinliğine bir türlü yetişemeyişine ağlar...
Ömür geçmektedir... hayaller dolmuşta unutulan ilk okul çantası gibi ne ara olduğu bilinmez bir şekilde akıldan çıkıvermiştir. 
Çocukluk hayallerimiz yerine asla unutmadığımız şık çantalarımız , araba anahtarlarımız, not defterimize yazdığımız görevlerimiz, sorumluluklarımız vardır artık. 
Ah ne de önemlidir onlar ... "Önemli" 
Hayat artık önemli ve önemsizlere göre kategorilendirdiğimiz, kimi zaman çıkışı aramayı bile unuttuğumuz bir tüneldir.
Çantasını unutan çocuk için önemli olan neydi? 
Bu kadar çok düşünüp içinden çıkamadığı olmazdı. Onun önemlilerle işi olmazdı, değerlileri vardı. Onun aklının ve bedeninin bir an bile anlamsız kalmamasını sağlayan şey kalbiyle dokunduğu ,safça koruduğu hayaller hazinesiydi. Böyle bir varlığa sahipken okul çantasının ya da diğer "önemli" şeylerin ne anlamı vardı. Bir insanın sahip olabileceği en önemli şeye sahipti zaten bilmeden de olsa...Mutlu olmayı seçmek...Ne istersen onu düşlemek...

Bir türlü yetişilemeyen yetişkinlikte, aklına düşüverecekti işte...
Hayaller... Sahi siz hangi dolmuşta unuttunuz çocukluğunuzu...



                                      emek.bu